7 Ocak 2016 Perşembe

Oh My Venus (2015)

Kore yapımlarını sevmeme sebep olan oyuncu So Ji Sub'dur. Haliyle en sevdiğim oyuncu da kendisidir. Uzun zamandır da kendisinin sıkı bir takipçisiyim. Oyunculuğu, görünüşü, bize yansıyan karakteri, bakışları derken kendisinde sevmediğim bir özellik yok desem yeridir.
Oldukça fazla seveni varken kendisi ekranlarda yeni bir yapımla pek nadir görünüyor maalesef. Master's Sun'dan sonra 2 yıl bekleyip kendisine Oh My Venus dizisiyle kavuştuk sonunda. Hem de bayan partneri çok sevilen bayan oyunculardan biri olan Shin Min Ah ile. Haberi duyunca pek bir sevinmiş ve So Ji rolü kabul ettiyse güzel dizi olacaktır diyerek büyük beklentilere girmiştim. Dizinin kadrosundaki tüm oyuncular tanındık, kaliteli oyunculardı üstelik. Eee bu şartlarda ben beklentiye girmeyeyim de kim girsin dimi? Senaristin ilk senaryosu olduğu ve konunun pek de fazla bir şey vadetmediği haberleri çıkmış olsa da beklentim büyüktü yine de.
An itibariyle diziyi finallemiş bulunmaktayım. Konuyu verip düşüncelerime geçeceğim.

KONUSU
Kim Young-Ho (So Ji-Sub) Hollywood yıldızları için kişisel antrenörlük yapmaktadır. Varlıklı bir aileden gelmiş olmasına rağmen çocukluk yıllarında büyük bir sakatlık geçirmiştir. Sabır ve inatla sorunların üstesinden gelindiğine inanmaktadır. 
Kang Joo-Eun (Shin Min-Ah) gençlik yıllarında güzelliği ile nam salmıştır. Şimdiyse 33 yaşında bir avukattır. O zamandan beri epey kilo almıştır. Erkek arkadaşı tarafından terk edilmiştir. Doktorunun da sağlık sorunları olduğunu söylemesi üzerinde kilo vermek için Kim Young-Ho'yu tutar. 
Kang Joo-Eun'un fiziksel görünümünü değiştirmek için çalışırlarken birbirlerinin manevi yaralarını da iyileştirip aşık olacaklardır. 

Ne yazık ki zaten romantik komedilerle arası pek iyi olmayan benim için hayal kırıklığı oldu bu dizi. Sen So Ji'sin, sen Min Ah'sın nereden buldunuz bu diziyi dedim her ilerleyen bölüm sonunda. Senariste kaliteli diye bilinen 4-5 oyuncu verip sen ne yazarsan yaz ne de olsa millet bunları izler demişler sanki. O da senaryodan çok kimyası tutan So Ji ve Min Ah ikilisine odaklanıp bunları nasıl izleyiciye servis edebilirim demiş resmen. Konu yok, olay kurgusu yok... Sergilenen So Ji var... Dizinin çevirmenlerinden biri olarak maalesef ki benim adıma olmamış bu dizi.

Haa iyi yanları yok muydu dizinin, vardı. Bir kere kilo sorununuz varsa diziyi izleyin derim. İster istemez kendinize bir çeki düzen veriyorsunuz. Kilo sorununuz yoksa bile dikkat etmeye başlıyorsunuz. Spor yapmanın önemini görüyoruz. Sağlıklı olmanın ne büyük bir nimet olduğunun, yalnız değil de sevdiklerimizle olmanın güzelliğinin farkına varıyoruz.

Diziyle ilgili sevdiğim bir diğer şey de esas karakterlerin özellikleri. Yani aptal saptal karakterler yoktu. Aptalın yaptığına bak demedik hiç. Hepsi olabilir davranışlarda bulunuyordu.
Fakat olaylar çok yüzeyseldi, iki cümle kurup; annesi şöyle yapmış, baba böyle yapmış tarzında ufak bilgiler verip geçiyorlardı. O yüzden de hiç odaklanamadım ben diziye. Kopuk bir olay örgüsü vardı özetle. Senaristin acemiliği gün gibi ortadaydı.

So Ji'yi bu rolde izlemek keyifliydi, çok tatlı bir karakteri vardı ama keşke böyle bir karakterle çok daha kaliteli bir senaryo içinde yer almış olsaydı. O zaman efsane olabilirdi. Bu diziyi bize sadece So Ji izletti bence. Min Ah'ı da o kadar başarılı bulmadım bu dizide.
Sonuç olarak izleyip yarın unutacağımız, izlemesek de olur dedirten türden çerezlik bir dizi.
So Ji vücudu izlemek isteyen kesin izlesin tabii. :) Vakti olan sevdiği oyuncu hatırına izleyebilir desem de ben, dizinin azımsanmayacak kadar seveni de var. Belki benim tarzım olmadığı için pek sevememişimdir. Karar izleyenlerin artık...

Bu arada yazıyı bitirmeden eklemek istiyorum. Dizinin en güzel yanı So Ji'nin oynadığı Young Ho karakterinin evlenme teklifiydi. Gerçekten hoş ve orijinal bir teklifti, hayran kaldım. Hepimize onun gibi bir adet Koçinnim dileyerek yazıma son veriyorum.

Fragman niyetine dizinin en sevdiğim şarkısını da kondurayım şuraya.

2 yorum:

  1. Güncel olarak ilk 10 bölümü izledim ama yazında bahsettiğin kopuklukları ben de hoş bulmadım. İlk 3-4 bölüm potansiyel var gibiydi ama sonra olaylar çok yüzeysel gelişince yavaş yavaş sıkılmaya başladım. Şu an kalan 6 bölümü izlemeyi hep erteliyorum vakit geçmiyor izlerken diye.

    Aynı şey Hyde Jekyll'de de yaşandı Hyun Bin'in efsane dönüşü diye beklerken başarısız senaryo yüzünden koca bir hayalkırıklığı yaşadık. Ona hiç dayanamadım 7.bölümde bıraktım ama bunun kalan 6 bölümünü So Ji hatrına izlerim herhalde.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hyde Jekyll izlemedim sırf bu yorumlar nedeniyle, sanırım izlemeyeceğim de. Yalnız anladığım kadarıyla bu dizi ondan bir tık daha ileride. Çevirmesem de sonuna kadar izlerdim ama benim izlemem nedenim de sadece So Ji olurdu.
      10 bölüm izledikten sonra kalan 6 bölüme de dayanılabilir, izle bence de.

      Sil